Geçen hafta sonu kocam ve ben Bilge ve Bebek'i (Orta kampta) en küçük kız kardeşimin yeni bebeğiyle tanıştırmak için aldık. En küçük kız kardeşim 4 saat uzakta yaşıyor. Pensilvanya , görünürde sadece bir başka ev olan dev bir çayırın karşısındaki toprak yolda. Üç çocuğu, dokuz tavuğu ve sahip olduğu görünen ortalama bir horozu var. ayaklarında tüyler . Birincisi, kuşların ayaklarında tüyler yetiştirebileceğini bilmiyordum, bu da ne kadar kaygan bir şehir olduğumun bir başka örneği.

Ablamın da iki dev sebze bahçesi, meyve ağaçları ve arka bahçesinden geçen bir dere var. Verandada, ben oradayken, çocuklarının yakından incelemesi için farklı türde böceklerle dolu üç kavanozun bulunduğu bir bank vardı. Kaldığım yatak odasını çayırdan topladığı papatyalarla süsledi ve bir gece yemekten sonra yol boyunca büyüyen böğürtlenleri toplamak için o çayırdan geçtik. Ve merak ediyorsanız: hayır, elbette televizyonu yok.

çorbada ağır krema yerine geçenler

Tüm deneyim neredeyse beni öldürüyordu. Görüyorsun, kız kardeşim benim hayatımı yaşıyor düşünce Tamamen ezici ve biraz ürkütücü bulduğum tavuklar kısmı dışında yaşıyor olurdum. (Tavuklara karşı olmasına rağmen, kocası yakın zamanda bir iş gezisine gittiğinde ve akşam tavukları kümese geri koymakla sorumlu olduğunda, neredeyse kazayla horozun kafasını kesiyordu. Çok komik, tuhaftı. o anlattığında neredeyse arabadan düşüyordum.) Bunun yerine, New York şehrinin dışında, otoyollarla çevrili bir kasabada yaşıyorum; aslında, uğultu I-95 neredeyse kaçınılmazdır, nerede olursanız olun. Çocuklarım suni bir çimde veya en azından son derece bakımlı bir alanda spor yapmadıklarında, Wii oynuyorlar veya izliyorlar. Simpsonlar . (Tamam, biraz abartıyorum: Ebeveynlerinden biri tarafından zorlandığında zaman zaman kitap okurlar. Ve birkaç böceği, en azından arıları ve ateşböceklerini tespit edebilirler.)

uykuya dalmak için hikayeler

Yani şimdi, yabani böğürtlenler ve I-95 veya t.v'siz bir varoluş fantezisi tarafından körüklenen tam bir varoluşsal krizdeyim. Bunun için alabileceğim bir çeşit hap yok mu?